27 Haziran 2015 Cumartesi

“Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını çok iyi gören, gözetendir.”
Mü'min Sûresi, 44

24 Haziran 2015 Çarşamba

NEGATİF ENERJİLERDEN KORUNMA VE ARINA DOGAL YOLLAR ..
*
ADAÇAYI VE ÜZERLİK TOHUMU TÜTSÜSÜ: Adaçayı ve üzerlik tohumuyla tütsü yaparak üzerimizdeki ve odadaki negatif enerjileri temizleyebiliriz.
Bunun için, bir çanağa kurutulmuş adaçayını ve üzerlik tohumlarını koyup yakarak, tüm bedenimizin çevresinde dolaştırırız.
BİOENERJİ : Bioenerji seansı yaparak/yaptırarak auramızdaki negatif enerjilerden arınabilir ve auramızı güçlendireceği için bir süreliğine de olsa korunabiliriz. Sürekli enerjilere kanal oluyorsak auramız güçlenebilir ve negatif enerjilere karşı daha dayanıklı olabiliriz.
REHBERLER: Bir elimizi kalp, diğer elimizi karın çakramızda tutarak, REHBERLERDEN arınma talep eder ve 5 dk bu şekilde kalırsak 5 dakika sonunda enerjisel olarak kendimizi daha tazelenmiş hissederiz, arınırız.
ABDEST: Abdest almak, bozulana dek bedenimizi durgun ve negatif enerjiden hem arındırır hem de korur. Bu noktada, abdest kurallarına dikkat etmek büyük önem taşıyor.
KRİSTALLER: Lapis Lazuli, Labradorit, Ametist kristalleri enerjetik kalkan vazifesi görür ve üzerimizdeki negatifi pozitife dönüştürürler. Kristal Kuvars da korunma niyetiyle programlandığında koruyabilir. Ancak, tam koruma sağladığını düşünmek yerine, korumayı destekleyici olarak düşünülüp kullanılması tavsiye edilir.
DUA: Dua etmek de pozitif, koruyucu enerjileri üzerimize çeker. Örneğin, en az 3 Ayet'el Kürsi, Nas ve Felak surelerini okuyup üzerimize üflemek auramızı güçlendirir ve kalkan vazifesi görür.
ZİKR VE MANTRA: "Ya Kuddûs" ile auramızı arındırabilir ve "Ya Cabbar" ile güçlendirebilir/koruma sağlayabiliriz. "Aad Guray Nameh" veya OM mantrasını ise şarkı söyler gibi söyleyebilirsiniz.
TOPRAKLAMA: Toprakla ve bitkilerle (bilhassa ağaçlar ile) temas kurmamız bizi negatif enerji yükümüzden arındırır. Bir süre yalın ayakla çimlerde ve toprakta yürüdüğümüzde, ağaçlara sarıldığımızda, bahçe işleriyle uğraştığımızda vücuttaki durgun ve negatif enerjilerden arınabiliriz.
Topraklanmayı imgeleme yoluyla da yapabiliriz. Bedenimizle Dünya'nın merkezi arasında bir bağ olduğunu ve o bağ aracılığıyla bedenimizdeki negatif, durgun enerjilerin yeryüzüne aktığını, sonra da pozitife dönüşüp bedenimize geri döndüğünü, imgeleyebiliriz.
SU KAYNAKLARI: Akarsular, denizler, göller sadece görüş alanımızda olduğunda bile, onun havasını aldığımızda bile arındırıcı bir etki uyandırır üzerimizde. Denize girdiğimizde ise suyun tuzlu olması sebebiyle hem arındırır hem de korur.
TUZ: Her gün üzerimizde 1 çay kaşığı himalaya veya kaya tuzu taşıyarak negatif enerjilere karşı korunma sağlayabiliriz. Fakat akşam eve geldiğimizde tuzu lavaboya dökmemiz gerekmektedir. Bir günden fazla üzerinizde aynı tuzu tutmayınız. Ayrıca, kaya tuzlu suyla duş da alabiliriz, küvet suyumuza ekleyebiliriz; arınma ve korunma sağlar.
Yanısıra, evdeki negatif enerjiyi arındırmak için, kapların içine tuz koyup odalara yerleştirebilir, aralıklarla döküp yenisiyle tazeleyebiliriz.
(Tuz, gerçekten eterik açıdan çok güçlüdür, o yüzdendir ki, ritüel çemberleri gibi kötü ruhların girmesinin istenmediği yerlerin/odaların eşiğine tuz dökülür.)
SİRKE: Evimizi, aracımızı sirkeli suyla temizleyip, sirkeli suyla duş alabiliriz. Sadece arınma sağlar -ama cildimiz için çok faydalıdır, bunu da bilmek gerek-
YAĞLAR: Arınmak için, lavanta yağını ve biberiye yağını bileklerimize sürebilir veya koklayabiliriz.
............alıntı .......
Papatyaları çok seven insanları sevin,
Narindir onların yüreği,
İncinir ama asla incitmez kimseyi...
T.Tuğba Baş
Hayattan ders almak üzerine tüm dünyada kabul gören üç büyük ders:
1.Her hayat dersinin bir son kullanma tarihi vardır.
2. Öğrenmediğin ders tekrarlanır, hayat okulunda bazen sınıfı geçsen de 'alttan ders almaya' devam edersin. 
3. Dün kızdığına bugün gülebiliyorsan, entelektüel olarak sınıf atlamışsın demektir.
HAYAT BİLGESİ 2-MÜMİN SEKMAN

Orhan Veli

Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere.

Yatmadan önce, kendi hayrıma şu şu sorunlarımı çözümle deyip uyursak, sabah uyandığımızda, çözümlerin aklımıza geldiğini göreceksiniz.
Çünkü bizim görevimiz uyumak (alt beynimiz hiç uyumadığı için) onun görevi de bizim için çalışmaktır.
kaynak: luna akademi

Mutlu Akşamlar


İmgeleme Yöntemleri İle Negatif Enerjilerden Korunma:***
Birkaç yöntem var. Bağımlı kalmak zorunda değilsiniz. Kendi tasarımınız bir korunma sistemi de geliştirebilirsiniz.
1.Yöntem:
En klasik olanı budur. Siyah, gri, kahverengi gibi karanlık ve koyu renkler dışında bir renk belirleyin. Bu rengin bir yumurta gibi sizi içine aldığını düşünün. Renk parlak ve çok güçlü. Dışarıdan gelen tüm olumlu, pozitif enerjileri ve titreşimleri içine geçiriyor. Size zararı dokunacak enerji ve titreşimleri ise dışarıda tutuyor. Hayalinizde oluşturduğunuz bu baloncuğu gün içerisinde sürekli düşünerek güçlendirebilirsiniz. Beyaz, mor ve pembe baloncuklar en çok tercih edilenlerdir.
2.Yöntem:
Aynı şekilde bir baloncuk düşünün ancak bu kez çeperinin ateşten olduğunu imgeleyin. Dışarıdan gelen tüm negatif enerji ve titreşimler bu ateşe değdiği anda yok olup gidiyorlarlar. Aynı zamanda daha güçlü olması açısından 1.yöntemdeki sistemi uygulayıp üzerine bir de bunu yapabilirsiniz.
3.Yöntem:
Sizi çevreleyen bir ayna olduğunu imgeleyin. Dışarıdan gelen tüm zararlı enerjiler bu aynaya çarparak geri dönecekler. Aynalarınızı çeşitli şekillerde hayal edebilirsiniz.
4.Yöntem:
“Kurşun döktürme” konusunu bilmeyeniniz yoktur. Kurşun bir element olarak radyoaktif ışınlara dahi dayanıklıdır. Sizi çevreleyen kurşun bir zırh imgelerseniz dışarıdan gelen tüm negtiflere karşı kendinizi koruma altına alabilirsiniz.
5.yöntem:
Duş altıktan sonra içerisine sirke karıştırılmış bir kova suyu üzerinize dökebilirsiniz. Sirke iyi bir temizleyicidir. Auranızı ve enerji alanınızı temizlediği gibi vücudunuza da iyi gelecektir. Kokusu ise kısa sürede gidecektir. (1 kovaya yarım çay bardağı yeterlidir. Kaynak: Berna Özcan Demir)
Yöntemleri uygularken, kendi bedeniniz dışında odanızı, ofisinizi, bulunduğunuz binayı, mahalleyi hatta şehri ve ötesini bile koruma kalkanı altına alabilirsiniz. Sevdiklerinize onların haberi olmasa bile bu tip bir imajinasyon ile kalkan göndererek onlarında korunmasını sağlayabilirsiniz.
.............
................................
................yazar ...............Mert Eser Aliefendioğlu
Borçlar…
İçimizi korkuyla titreten…
Kredi kartı hesap dökümünü açmaya korktuğumuz…
Borç aldığımız arkadaşların, akrabaların, bankaların telefonlarına çıkmaya cesaret edemediğimiz…
Haciz geldi gelecek diye beklediğimiz…
Hatta Allah korusun özgürlüğümüzden olacağımızı sandığımız…
Borçların ödenmesi için bir mucizeye ihtiyacımızın olduğuna inandığımız…
O anlar…
Çekim yasası bize bu konuda nasıl yardım edebilir?
Borçlar konusunda, içinde bulunduğumuz durumu nasıl kendimize çekmeyi başardıysak, bu durumdan çıkmak için gerekli olan güce, sahibiz.
Ben şahsen, verdiğim yanlış bazı kararlar sebebi ile çok büyük borçlar altına girdim. Sonra tekrar çıktım. Tekrar girdim, tekrar çıktım.
Kısacası, borç altına girmenin ne demek olduğunu da, nasıl acılı olabileceğini de, nasıl çıkılacağını da defalarca yaşayıp, test ederek öğrendim. Bunun için sonsuz teşekkürler ederim.
Dikkat: Eğer borçlarınızı ödemek için lotonun size çıkması gerektiğine ve bundan başka bir yol olamayacağına inanıyorsanız,
Bence loto, bizi sadece birer birey olarak değil, ülkece de uyutan ve hayatımıza istemediğimiz o kötü-çirkin-yanlış şeyleri hızla çeken illetlerden biri.
Borçlarımız konusuna geri dönelim.
Evet, borçlarımın hepsini mucizevi bir şekilde ödedim ama bunlar, gökten durduk yere para yağması şeklinde değildi de, genelde önüme insanlara yardım edebileceğim bir kapının açılması şeklinde idi. (Gerçi neredeyse para yağması gibi durumlar da olmadı değil ama sizi böyle bir beklenti içine sokmak istemiyorum. Sadece, eğer aniden hayatınıza beklenmedik bir para girerse, lütfen yine şükretmeyi ihmal etmeyin diye kısaca uyarmak isterim.
Kimi zaman bu açılan kapı bir işti. Yani çok iyi bir ücretle çalışabileceğim bir şirket bana iş vermişti.
Veya bildiğimi öğretmemi isteyen insanlar bana başvurmuşlardı.
Veya ummadığım ve beklemediğim bir şekilde bir iş fırsatı önüme çıkmıştı.
Bilmemiz gereken çok önemli bir gerçek şu ki, aslında fırsatlar hep çevremdeydi ama benim gözlerim onlara kapalıydı.
Peki bu fırsatları görmek için ne yapmamız gerekiyor?
1- Öncelikle, borçlarımız konusunda gözlerimizi açmamız gerekiyor. Kime veya kimlere, ne kadar borcumuz var? Bunları net bir şekilde bilmemiz gerekiyor. Bu konuda, gözlerimizi, kulaklarımızı kapatmayı bırakmamız gerekiyor.
2- Tüm bu borçlar için tam bir sorumluluk almamız gerekiyor.
“Ben yaptım, ben yaptım, ben yaptım.”
Sadece borçlar için değil, hayatımdaki hoşnut olmadığım her şey için, “Ben yaptım, ben yaptım, ben yaptım.” diyerek, sorumluluk almak, benim İLK yaptığım şey.
Belki diyeceksiniz ki, “Ama borçları ben yapmadım, eşim iş kurdu, o yaptı.” veya “Erkek kardeşim çok para harcıyor, onun hatası.” veya annem, babam, oğlum, kızım…
Maalesef, bu yaklaşım bizi içinde bulunduğumuz durumdan çıkartmıyor. İçinde bulunduğumuz durumu ortaya çıkartacak hiçbir şey yapmadıysak bile, en azından biz de oradaydık ve durumu seyrettik. Bu da bizi yeterince sorumlu durumuna sokuyor.
Sorumluluk almak meselesini biraz daha açarsak, tam olarak yaptığımız şey hakkında ve neden yaptığımız konusunda da netlik kazanmamız çok önemli.
Örnek vermek gerekirse, dükkan açmak için borca girdiğim zaman hakkında şunları söyleyebilirim:
O borca girdim ve o parayı harcadım çünkü:
* hayatımın hep aynı vasatlıkta geçmesinden korktum.
* fakirlikten, yokluktan korktum.
* cahildim.
* yalnız olduğumu, kendi başımın çaresine bakmam gerektiğini düşündüm.
* Allah’ın benim dertlerimle ilgilenmediğini, kendi başımın çaresine bakmam gerektiğini düşündüm.
* kendi işimin sahibi olmak istedim.
* başarıyı garantilemek istedim.
* bağımsız olmak, özgür olmak istedim.
* hayatta başarılı olmak istedim.
Tabii ki bu, sadece bir örnek. Herkes iş kurmak için borca girmiyor. Bu sebeple kendi sebebinizi bulmanız çok önemli. Bu sebepler şunlar olabilir:
* kendimi iyi hissetmek istedim.
* arkadaşlarımdan geri kalmak istemedim.
* mutlu olmak istedim * eşimi kaybetmek istemedim. vs. vs.
3- İçinde bulunduğumuz durum hakkında ve nasıl bu duruma düştüğümüz hakkında netlik kazanıp, sorumluluğu aldıktan sonra, yapmamız gereken şey, kendimizi şefkat, sevgi, hoşgörü ve anlayış ile affetmek.
4- Kendimizi affettikten sonraki adımımız ise, ulaştığımız bu yeni farkındalıklar, yeni anlayışlar, yeni keşifler için şükretmek ve bunların mutluluğunu içimizde hissetmek, kutlamak.
Ve bu andan itibaren ödemeyi başardığımız her bir kuruş borç için, Allah’a teşekkürlerimizi sunmak ve borçlarımızı sevinç içinde ödemek.
Biz bir kuruş borcumuzu dahi şükür, sevinç, mutluluk içinde ödemeye başlayınca, ne oluyor biliyor musunuz?
Borçlarımızı daha da bol ve kolaylıkla ödememizi sağlayacak yepyeni fırsatlar çıkıyor karşımıza, yepyeni kapılar açılıyor önümüze.
Ve aslında, o kapılar zaten orada da, biz ancak yukarıdaki temizliği yapınca, onları görmeye başlayabiliyoruz.
*************************************************
Tabii ki, borçlar meselesi, hayatımıza bol para çekecek enerjiyi uyandırmanın sadece bir kısmı.
-ALINTI-

23 Haziran 2015 Salı


Aradığını bulamıyorsan, tasarlayacaksın !

Walt Disney
YENİDEN BAŞLA
Kendini yorgun hissetsen bile,
Başarı senden kaçsa bile,
Bir hata sana zarar verse bile,
Hatta ihanet sana acı verse bile,
Bir hayal yok olsa bile,
Gözyaşları gözlerini yaksa bile,
Kimse gayretini farketmese bile,
Nankörlük ödülün olsa bile,
Anlayışsızlık seni gülmekten
Alıkoysa bile,
Ve hatta HERŞEY
HİÇ BİRŞEY OLSA bile, Vazgeçme
YENİDEN BAŞLA
- Kaynağı Bilinmiyo

Güçlük kolaylıkla beraberdir.
Kendine gel, ümidi bırakma!. Akıllı insan bilir ki... ölümün arkasında bile daha güçlü bir hayat
beklemektedir..


MEVLANA
ŞANS YARATMA TEKNİKLERİ

Kim Şanslı, Kim Şanssız?
Profesör Richard, Wiseman Üniversitesi, Hertfordshire
Neden bazı insanlar inanılmaz derecede şanslıyken, diğerleri hak ettikleri olanaklara asla sahip olamaz? Bir psikolog, yanıtı bulduğunu söylüyor
10 yıl önce, şansı araştırmaya başladım Neden bazı insanların hep doğru zamanda doğru yerde olduğunu, diğerlerinin ise sürekli olarak şanssızlıklarla boğustuğunu merak ediyordum
Ulusal gazetelere ilan vererek kendilerini her zaman şanslı ya da şanssız hisseden insanların benimle temasa geçmelerini rica ettim Yüzlerce sıradışı erkek ve kadın, araştırmam için gönüllü oldu Yillar boyunca, onlarla söyleşiler yaptım; yaşamlarını gözlemledim ve deneylere katılmalarını sağladım
Sonuçlar gösteriyor ki insanlar, neden şanslı ya da şanssız olduklarını tam olarak bilemeseler de düşünceleri ve davranışları, bu durumu büyük ölçüde açıklıyor Bir şans ya da bir fırsat gibi görünen durumları düşünelim Şanslı insanların bu tür firsatlarla sürekli karşılaşmalarına karşılık, şanssız insanlar bunlarla hiç karşılaşmazlar Bu durumun, insanların söz konusu firsatları fark etme yetenekleri arasındaki farklılıklardan mı kaynaklandığını bulmak için basit bir deney yaptım
*Hem sansli, hem de sanssiz insanlara bir gazete verdim ve onlardan gazeteyi iyice inceleyip icinde ne kadar fotograf oldugunu bana soylemelerini istedim Gazetenin ortalarinda bir yere, uzerinde su not yazili olan buyuk bir mesaj yerlestirdim: “Deney gorevlisine bunu gordugunuzu soyleyin; 250
dolar kazanin” Bu mesaj, sayfanin yarisini kapliyordu ve yuksekligi 5 cm’in uzerinde olan bir fontla yazilmisti Herkesin yuzunu sabit bakislarla suzuyordum Sanssiz insanlar, bunu fark edemezlerken, sansli insanlar hemen fark ettiler
Şanssız insanlar, genel olarak şanslı insanlardan daha gergindirler Bu endişeli ruh hali, beklenmeyeni fark etme yeteneklerine zarar verir Sonuç olarak, fırsatları kacirirlar; çünkü başka bir şeyi aramaya aşırı
odaklanmışlardır
Partilere, mukemmel eslerini bulma dusuncesiyle giderler; bu yuzden de iyi arkadaslar edinme firsatlarini kacirirlar Belli is ilanlarini bulmaya kararli bir bicimde gazeteleri incelerler ve diger is olanaklarini kacirirlarŞSansli insanlar, daha rahat ve aciktirlar Dolayisiyla, yalnizca aradiklarini degil, orada ne oldugunu da gorurler Arastirmam, sonuc olarak sunu gosterdi:
*Sansli insanlar, dort ilke sayesinde sanslarini yaratirlar *
*Sans firsatlarini yaratma ve fark etme konusunda beceriklidirler; *
*Sezgilerini dinleyerek sansli kararlar verebilirler; *
*Olumlu beklentiler sayesinde dogru cikan tahminlerde bulunurlar ve
*Şanssizligi sansa donusturen esnek bir yaklasim benimserler*
Çalışmanın sonuna doğru, bu ilkelerin, şansı yaratmada kullanılıp kullanılamayacağını merak ettim Bir grup gönullüden, bir ay boyunca, şanslı bir insan gibi düşünüp davranmaya yardımcı olacak egzersizler yapmasını istedim
Çarpıcı Sonuçlar
Bu egzersizler, sans firsatlarini fark etmeleri, sezgilerini dinlemeleri, sansli olmayi ummalari ve sanssizliga karsi daha esnek olmalarinda onlara yardimci oldu Gonulluler, bir ay sonra dondu ve neler oldugunu anlattilar
Sonuclar, carpiciydi: Bu insanlarin % 80’i, artik daha mutluydu; yasaminda daha cok tatmin oluyordu ve belki de en önemlisi, daha sansliydi Sonuc olarak, asla akla gelmeyecek “şans faktörü”nu bulmuştum
Asağıda, Profesör Wiseman’in şanslı olmak için önerdiği dört temel ipuçu bulunuyor:
1- İçsel sezgilerinizi dinleyin; normalde doğru çıkarlar
2- Yeni deneyimlere ve normal rutininizi bozmaya açık olun
3- Her gün birkaç dakikanızı iyi giden şeyleri hatırlayarak geçirin
4- Önemli bir toplantI ya da telefon gorusmesi oncesinde kendinizi şanslı olarak hayal edin Şans, çoğu zaman, doğru çıkan bir tahmindir*
* Prof Richard Wiseman
Hertfordshire Üniversitesi,
Eğer ülkeni kurtaracak bir lider beklemekteysen ben size hiçbir şey öğretememişim demektir ! -Atatürk
Atatürk’ün bazı bilinmeyen yönleri ; 
-En sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav,en sevdiği tatlı gül reçeli.
-Kendisine Ata denilmesinden hiç hoşlanmazdı.
-Dünya turuna çıkmayı çok istiyordu.
-En sevdiği kitap Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı romanıydı.
-En sevdiği dans valstı idi.
-Gömleklerinin hepsi beyazdı.
-Lacivert takım elbise giymeyi hiç sevmezdi.
-Boyu 1.74 idi. Hayatının son dönemlerine kadar 76 olan kilosu,hastalığı nedeniyle 46’e düşmüştü.
-43 numara rugan ayakkabı giyerdi.
-Bir özelliği de kendi kendine traş olamamasıydı.
-Eğri duran eşyaları düzeltme takıntısı vardı.
-Her gün at biner,yüzmeye gider ve bilardo oynardı.
-En başarılı dersi matematikti.
-Ölüm gerçeğinin son saniyelerinde,yanında bulunan Dr. Neşet Bey ”Dilinizi göreyim efendim,lütfen dilinizi dışarıya çıkartın” diye telaşlanırken,Atatürk,Dr. Neşet Bey’e bakarak ”Ve aleykümselam” diyerek gözlerini kapatmıştır…

alıntı
Mübarek Ramazan Ayı; sana Vücudunun sıhhat ve selameti olan “az yemeğe”…. Ruhunun sıhhat ve selameti olan “günahsız olmaya”….. dininin sıhhat ve selameti olan “Peygamber Efendimizin güzel ahlakına sahip olmaya” vesile olsun….



Mübarek Ramazan Ayı “O vermek istemeseydi -istemek- vermezdi” gerçeği doğrultusunda Ruhunda oluşan hayır Dua isteğinin kabulüne vesile olsun…
Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. 9 Kasım 2011, 13:01. ( Mustafa Kemal Atatürk ).
KENDİNİ SEVMENİN ON ADIMI 
1- ( En önemli anahtar ) Kendinizi eleştirmekten vaz geçin.
2- Küçük bir sorundan bir canavar yaratıp kendinizi korkutmayın.
3- Kendinize karşı nazik ve sabırlı olun.
4- Olumsuz düşünceleriniz olduğu için kendinizden nefret etmeyin ve kendi zihinlerinize karşı nazik olun.
5- Kendinizi övün.
6- Kendini sevmek kendini desteklemek anlamına gelir... Kendinize yetseniz de, gerektiğinde arkadaşlarınızdan yardım isteyin..
7- Olumsuz özelliklerinizi sevin... Onlar yaratımınızın bir parçasıdır.
8- Bedeninize iyi bakın, onu bir süre için içinde yaşadığınız harika bir ev gibi görün.
9- Kendinizi sevmenizi engelleyen nedeni bulmak için, sabah kalktığınızda aynaya bakın ve " Seni seviyorum. Bugün senin için ne yapabilirim? Seni nasıl mutlu edebilirim?" Deyin. o gün olumsuz bir şey yaşasanız da kendinizi sevmeye devam edin.
10- Her şeyi düzeltene kadar beklemeyin... KENDİNİZİ ŞU AN SEVİN VE ONAYLAYIN.
( Alıntıdır )

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


KENDİNİ SEVMENİN ON ADIMI 
1- ( En önemli anahtar ) Kendinizi eleştirmekten vaz geçin.
2- Küçük bir sorundan bir canavar yaratıp kendinizi korkutmayın.
3- Kendinize karşı nazik ve sabırlı olun.
4- Olumsuz düşünceleriniz olduğu için kendinizden nefret etmeyin ve kendi zihinlerinize karşı nazik olun.
5- Kendinizi övün.
6- Kendini sevmek kendini desteklemek anlamına gelir... Kendinize yetseniz de, gerektiğinde arkadaşlarınızdan yardım isteyin..
7- Olumsuz özelliklerinizi sevin... Onlar yaratımınızın bir parçasıdır.
8- Bedeninize iyi bakın, onu bir süre için içinde yaşadığınız harika bir ev gibi görün.
9- Kendinizi sevmenizi engelleyen nedeni bulmak için, sabah kalktığınızda aynaya bakın ve " Seni seviyorum. Bugün senin için ne yapabilirim? Seni nasıl mutlu edebilirim?" Deyin. o gün olumsuz bir şey yaşasanız da kendinizi sevmeye devam edin.
10- Her şeyi düzeltene kadar beklemeyin... KENDİNİZİ ŞU AN SEVİN VE ONAYLAYIN.
( Alıntıdır )

“AIIahım, senin rızan için oruç tuttum, sana inandım, sana güvendim, senin rızkınIa orucumu açtım. Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Artık benim geçmiş ve geIecek günahIarımı bağışIa!”

“Ey bu gecenin ve biraz sonra oIacak sahurun Rabbi oIan AIIah’ımız.. Bizi iftarIara uIaştırırken günahIarımızdan arınmış oIarak orucumuzu açmayı nasip eyIe… Amin…”

11 Ayın Sulatını Ramazan’da gönülleriniz huzur sofranız bereketli Olsun, Ramazan Ayımız Mübarek olsun.